Ayrılık kaygısı ortalama çocuk 8 aylıkken başlar. 0-3 yaş arasında bir çocuğun bakım veren kişilerden ayrılırken stres yaşaması gelişiminin bir parçasıdır ve normal kabul edilir. Bununla beraber, çocuk sosyal ortamlara girdikçe ve bakım veren kişiler dışındaki insanlarla iletişim kurmayı öğrendikçe çocuklarda ayrılık kaygısının azalarak bitmesi beklenmektedir. Fakat çocuğunuz 4 yaş ve üzerindeyse, evden veya ebeveyninden ayrılırken yoğun bir korku, endişe yaşamaya devam ediyor ve günlük yaşamını olumsuz etkilemeye başlamışsa çocuğunuz ayrılık anksiyetesi yaşıyor demektir. Ayrılık anksiyetesi; çocuğun evden ya da evde bağlandığı kişiden ayrılmaya bağlı olarak gelişim düzeyine göre beklenenden fazla ve yineleyici anksiyete duyması şeklinde tanımlanmaktadır.
Ayrılık kaygısı yaşayan çocuklar annelerinden ayrılmak istemezler; onlara yapışık bir şekilde yaşamlarını sürdürürler. Ayrılık anksiyetesi bozukluğu olan çocuklar bakım veren kişiden ayrılma durumu söz konusu olduğunda abartılı tepkiler gösterir; ağlar, titrer, huzursuzlaşır, bedensel yakınmaları ortaya çıkar, ebeveynine yapışır ve bırakmak istemez. Genellikle ailenin söylemleri çocukları rahatlatamaz. Bu sorunu yaşayan çocuklar; okula gitmekte zorlanır, karın ağrısı, kusma gibi şikayetleri olur, tek başlarına uyumak istemezler ve kendi başlarına hareket etme kapasiteleri de oldukça sınırlı olur. Bu tür sorunlar; aşırı koruyucu veya kaygı düzeyi yüksek ailelerde daha çok görülmektedir.
Çocuklarımızın ilk 6 yıl çok yönlü bir gelişim gösterdiğini anne-babalar olarak takip edebilir. Fiziksel ve motor gelişim yanında, çocuklarımızın sözcük dağarcıkları hızla artar, yetenekleri ve öğrenme düzeyleri şekillenir, bireyselleşme ve sosyal çevrede varlık göstermeye başlarlar. Bu çok yönlü gelişimin önemli bir kısmı ailelerin tutumları ile de desteklenir şekillenir, kimi zaman da olumsuz yönde etkilenebilir.
Okul çağına gelmiş çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar anne babaların çocuk eğitirken beş ayrı tutum izlediklerini gösteriyor.
1. Aşırı baskıya dayanan otoriter tutum.
2. Aşırı serbestliğe dayana çocuk-merkezli tutum.
3. Dengesiz, tutarsız ve sorumsuz tutum.
4. Aşırı koruyucu ve kollayıcı tutum.
5. Sevgiye dayalı, güven verici, hoşgörülü tutum.
Ayrılık Kaygısını Azaltmak İçin Öneriler
- Belirsizlikten kaçının. Çocuğunuza mutlaka yanından ayrılmadan önce nereye gideceğinizi ve ne zaman döneceğinizi söyleyin. O uyurken ya da oyun oynarken onun haberi olmadan evden çıkmayın.
- Çocuğunuza döneceğiniz zamanı onun anlayacağı bir dilde belirtin. Saat kavramını bilmeyen bir çocuk için 1 saat sonra döneceğim oldukça belirsiz ve soyuttur. Açıklamanızın somut olduğundan emin olun.
- Çocuğunuzun kaygısını anlağınızı gösterin. Çocuğunuza, kocaman oldun ağlama, çok ayıp demek yerine, kaygısını anladığınızı belirtin, geri döneceğinizi ve onu çok sevdiğinizi söyleyin.
- Çocuğunuz ile kaliteli zaman geçirin, her fırsatta onunla oyun oynamaya gayret edin. Böylece çocuğunuzun sizinle olan ilişkisi ve güveni kuvvetlenecek, ayrılık kaygısını kontrol etmesi daha kolay hale gelecektir.
Leave a Reply