Çocukların Yalan Söylemesi

Çocukların Yalan Söylemesi

Daha önceden başkalarını aldatmak için tasarlanmış ve belli bir amaca yönelik düzenlenmiş beyanlar yalan olarak tanımlanmaktadır. Bir beyanlar sözle olabildiği gibi, jest, yazı ve susmayla da olabilir . Sosyal bir davranış olan yalanın amacı, başkalarını yanıltmaktır. Kartal, Pendik ve Tuzla bölgesinde bu konuyla Odak Psikoloji olarak çalışmaktayız. Günlük yaşamımızda hemen hemen hepimiz yalana başvururuz. Yalan herkesçe ayıplanan bir davranıştır. Genellikle kendi yalanımızı gerekli, diğer insanların söylediği yalanı büyük yalan olarak görürüz.

Ana babaların birçoğu, çocuğun gerçeğe sadık kalmasını çok erken bir dönemde isterler. Oysa Kartal, Pendik ve Tuzla bölgesinde bu konuyla Odak Psikoloji olarak diyoruz ki 3 yaş çocuğunun -inanılmayacak öyküler-uydurması ve taklit oyunlarında hoşlanması doğaldır. Çocuk zeki ve hayal gücü geniş olduğu ölçüde bunda başarılı olur. ”Öykü uydurma ve taklit oyunu” yalan söylemek değildir ve bunu engelliyici hiçbir girişimde bulunulmamalıdır. Yaşamın ilk 5 yılında çocuğun yalan söylemesi konusunda endişe etmeye gerek yoktur. Gerçeğe sadık kalma çocukta giderek gelişen bir olgudur. Çocuğun gerçeğe sadık kalması konusunda ısrar etmek ve çocuğa yalan söylediğini kanıtlama girişiminde bulunmak yanlıştır. Çocuk açıkça anlaşılan bir yalan söylediği zaman endişeyle karşılanmamalıdır. Ancak çocuk 4 yaşına geldiğinde, yalan salt övünmekten öte bir amaçla söylenmişse,düş gücü ürünü ya da bir şaka değilse,o zaman annenin çocuğa,eğer doğruyu söylemezse ona ne zaman inanacağını bilmeyeceğini söylemesi yeterlidir. Sert cezalar suçlanmadan kaçmak için çocuğun yalan söylemesine yol açar.

Yaşamın ilk 7 yılında çocuğun yalan söylemesi bu durumun bir uyum ve davranış sorunu olduğu anlamına gelmez. Çocuklar 7 yaşına kadar gerçeğe uygun olmayan şeyler söylerler. İnanılması zor öyküler uydurur, olayları abartılı bir şekilde, kendi algıladıkları biçimde anlatırlar. Çocukta gerçeklik duygusu zaman içinde kazanılır. 7 yaşına kadar çocukların söyledikleri yalanlara “Sözde Yalan” denir. Sözde yalanlar çocuğun hayal gücünden türer. Bu tür yalanlar anne-babanın çocuk eğitimindeki baskıcı tutumlarından, çocukta var olan cezalandırılma korkusundan kaynaklanır.

Çocuk yalan söylemeyi ilk olarak sözde yalanlara başvurduğu zaman öğrenir. Pendik, Kartal ve Tuzla bölgesinde Odak Psikoloji olarak bu dönemde yalan söylemenin ona zevk verdiğini, onu ceza almaktan kurtardığını ve dikkat çektiğini görür ve ileriki dönemlerde de yalan söylemeyi sürdürebilir. Yalanının bir çok çeşidinden söz etmek mümkündür.  Odak Psikoloji ( Pendik, Kartal ve Tuzla Bölgesi) olarak izledigimiz yalanlardan bazıları şunlardır :

Çocukların Yalan Söyleme Çeşitleri

Hayali Yalanlar: Küçük çocuklar gerçeği iyi değerlendiremedikleri için uydururlar. Yetişkinler bunları yalan olarak görür. Bu yalanlar erken çocukluk döneminde, okul çağına gelmemiş çocuklarda görülür. Çocuk hayal ile gerçeği ayırt edemediğinden yalan söyler. Hayvanlar ile konuşur, oyunlarında, size bi çok şey icat ettiğini gösteren davranışlarda bulunur. Duyduklarının etkisinde kalarak, bunları gördüğünü söyleyebilir. Birçok hayali uydurmadan bahsedebilir. Çok fazla hayali konudan bahsederler bu dönemdeki çocuklar. Anne ve babaların bu konuda çocuklarına gerçek ile hayali uygun bir şekilde anlatmaları gerekir.

Taklit Yalanlar: Çocuklar ana-babayı örnek alır. Anne-babanın yalanına tanık olan çocuk, yalan söylemeyi öğrenir. Çocukları eğlendirmek için, onların ilgilerini çekmek için büyükler tarafından söylenenlerin çocuk tarafından gerçekmiş gibi algılanmasıdır. Çocuklar anne ve babalarını, etraflarındaki diğer insanları örnek alırlar. Bu insanların yaptıkları hatalardan habersizdirler. Anne-baba ve büyüklerin, çocukların kendilerini örnek aldıklarını unutmadan davranmaları gerekir.

Sosyal Yalanlar: Bunlar en yaygın olan yalanlardır. Bir yere gideceğimiz zaman, gitmek istemiyorsak, “hastayım” deriz. Toplumumuzda en çok görülen yalan türüdür. Çocuklar bu yalanları daha çok anne ve babalarından öğrenirler. Örneğin sağlıklı olmanıza rağmen sizi davet ettikleri yere, rahatsızım diyerek katılmamanız. Ya da çocuğunuzun öğretmeni sizi okula çağırdığında, çocuğunuza ( hiç de işiniz yokken ), bugün okula babam gelemeyecek, çünkü çok işi var diye söyletmeniz. Hem de bu yalanı çocuğunuzun söylemesini istemeniz. Çocuğunuza daha önce yapmak için söz verdiğiniz halde çeşitli mazeretler ileri sürerek, söz verdiklerinizi yapmamanız. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün…

Anne ve babaların bu konuda neler yapabileceklerine gelince  Odak Psikoloji olarak önerimiz :Bu yalanları hiç olmazsa çocukların yanında söylemeyin. Bir kez daha hatırlatıyorum, çocuklarımız bizi taklit edeceklerdir. Canları istemedikleri bir şeyi yapmak içinde sizin gibi mazeretler ileri süreceklerdir. Kısaca ifade edecek olursak hem kendimiz anne ve babalar olarak yalan söyleyeceğiz hem de çocuklarımız yalan söyleyince cezalandırmaya, nasihat etmeye kalkacağız. Olmaz tabii ki. Sosyal yalanlar çok zorunlu kalmadıkça söylenmemelidir. Çocukların yanında ise asla böyle bir davranışa başvurulmamalıdır. Bu tür davranışlar insanlar arasındaki ilişkileri zedeleyen ve güven duygusunu yok eden olumsuz tutumlardır.

Savunma Yalanları: Çocuk kendini korumak için yalan söyler.Çocuk sık sık eleştiriliyorsa, sert tepki gösteriliyorsa,mükemmelliğe zorlanıyorsa çocuk yalana başvurabilir. Çocuk doğru söylediğinde “yalan söylüyorsun” diye suçlanan çocukta , bu yalanların alışkanlık haline gelmesine neden olur. Çocukların ve gençlerin kendilerini korumak için söyledikleri yalanlardır. Çocuklarından çok fazla şey isteyen ya da onların mükemmel olmalarını bekleyen ailelerde daha yoğun olarak görülebilmektedir. Çocukları fazla zorlarsanız, onlar da bu tür savunma yalanlarına başvuracaklardır. Hata yaptıkları zaman dövmek ve cezalandırmak yerine, onların kendilerini ifade etmelerine imkan verilmelidir. Çok fazla emin değilseniz çocuklarınızı itham etmeyiniz, yalan söylüyorsun demeyiniz. Ne kadar çok ithamda bulunursanız, çocuğunuzda o kadar çok savunma yalanlarına başvuracaktır. Daha kötüsü bu davranışın çocuğunuzda alışkanlık halini alacaktır. Çocuğunuzu bu davranışlardan ala koymanın yolu, Odak psikoloji olarak;onu her hatasında cezalandırmak yerine, karşılıklı güven duygusunu geliştirmektir.

Yüceltilmiş Yalanlar: Başkalarının hayranlığını kazanmak için söylenen yalanlardır. Başkalarının beğenisi amacı ile söylenen yalanlardır. Takdir ve mükafat insanın yaratılışında vardır. Temel bir ihtiyaç olan bu davranışları normal olarak görmeyen, bu davranışları için yeteri kadar başarı gösteremeyen çocuklar, yalanlara başvuracaklardır. Bu tür yalanlara, Odak Psikoloji olarak izlemimiz, başvurmanın sebepleri arasında şunları sayabiliriz:

  • Çocuklardan beklentilerin fazlalığı.
  • Yapamayacakları şeylerin istenmesi
  • Çocukların başarısız olmalarına etken olarak söyledikleri, ( örneğin başarısızlığı için öğretmenini suçlaması ) uydurduklarının incelenmemesi vb.

Bu tür yalanların daha fazla söylenmesine neden olabilir. Bunun için çocukların olduğu gibi kabullenilmesi ve bir çok yönden tanınması gerekir.

Patolojik Yalanlar: Patoloji yalan,duygulanım bozukluğunun bir belirtisi olarak görülür.Aşağılık duygusu ve güç istemi,bazı patolojik yalanların temel nedenlerinin oluştururlar.Patolojik yalanda çocuk sevinçli ve kaygısız görülür,ki bu kaygısızlık dikkat çekicidir.Çocuk okulla ilgilenmez,aile içindeki olaylara kayıtsızdır,sosyal değişikliklerle yetinir,gerçek arkadaşlığı aramaz,yaşından aşağı görünür,davranışları oldukça çocuksudur.duygusal ve ahlaki bakımında olgunluğa ulaşmamıştır.Çocukta yalanın alışılmamış sıklığı,sürekli hırsızlıkların ortaya çıkışı,allarıma geçilmesi gereken durumlardır.

Patolojik yalanın gerçeğe benzerliği önemli özelliklerinden biridir.Çocuk inanılmak için yalan söyler ve bu amaçla önlemler alır.Yarasızlık da bir başka özelliktir. Bir kez uydurmak alışkanlık haline geldi mi,hiçbir yarar sağlamasa bile yinelenir.Bazen de çocuk ilginç olmak için yalan söyler.Patolojik yalan üzücü,sıkıntı veren bir gerçeğin reddini belirtebilir,hatta çalışma objesi hakkında olabilir.Örneğin,kardeşi daha fazla ilgi gören çocuk, kardeşinin hasta olduğunu ya da öldüğünü anlatabilir. Patolojik yalan, duygulanımında bir gerilmenin ifadesidir. Basit yalanla patolojik yalan arasındaki farklar şöyle özetlenebilir. Olağan yalancılıktan gerçek,bencilce bir sonucu varmak için bilerek saptırılır.

Alışkanlık Haline Gelen Yalanlar: Çocuğun gerçekle gerçek olmayan ayrıt etmesinden sonra yalanın hala süregelmesi halinde,yalanın temelinde çevreyle olan olumsuz ilişkiler yatıyor demektir. Burada uydurma sözler anlatma, öyküleri icat etme ya da kendi yararına bazı şeyleri reddetme gibi hayali yalandan daha önemli yalanlar söz konusudur. Bu tür yalan, birtakım bencilce sonuçları elde etme amacıyla bilerek ve isteyerek başkalarını aldatmaktır. Bu anlamdaki yalancılığın (kendini kontrol edememek ve aşırı bencillik) le çok yakından bir ilgisi vardır. Alışkanlık halinde yalan söyleyen çocukların kişiliklerinde, bu iki özelik bulunur. Bu durum çocukların eğitimlerinde onları sosyalleştirme işinin gerektiği gibi başarılmadığını işaretidir. Bir başka deyişle, çocuk başkalarının hak ve çıkarlarını hiç olmasa kendisininki kadar değer vermesini öğrenememiştir. Eğer çocuk çok sık yalan söylüyorsa bu önemli bir durumdur.anne baba arasındaki güven sarsılmış demektir. Çocuk anne basısının beklentileri gücünü aştığında yada ceza verecekler korkusuyla yalan söyleyebilir. Odak Psikoloji, ebeveynlerin Çocuk Psikoloğu Pendik ihtiyacını karşılamaktadır.

Çocuğun yalan söyleme sıklığı ve dozu dikkate alınarak bir uzman ( Odak Psikoloji olarak  Kartal, Pendik ve Tuzla ) başvurulmalıdır.

Odak Psikoloji Olarak Çocukta Yalan Söylemenin Nedenleri

  • Anne ve babasından yeterli ilgi görmeyen çocuk yalan başvurabilir.
  • Cezalandırılmaktan, anne babasının baskısından korkan çocuk yalan başvurabilir.
  • Başkalarının ilgi ve dikkatini çekmek isteyen çocuk yalana başvurabilir.
  • Çevresinde yalan söyleyen bir yetişkinin varlığı çocuk yalan söylemede model oluşturur.
  • Ailenin beğenisini kazanmak isteyen çocuk yalan söyleyebilir. Bu durum anne-babanın beklentisinin yüksek olduğu durumlarda daha çok gözlenir.
  • Anne-babanın aşırı baskıcı, otoriter ve mükemmeliyetçi bir tutum sergilemesi
  • Sürekli başkalarıyla kıyaslanan çocuk yalana başvurabilir.
  • Erken çocukluk döneminde aşırı ödüllendirilen ya da hiçbir davranışı ödüllendirilmeyen çocuk yalan söyleme gereksinimi duyabilir.
  • Çocuklar arkadaşlarının dikkatini çekmek ve beğenisini kazanmak, arkadaş edinmek için de yalana başvurabiliriler.
  • Anne-babanın çocuğu küçümsemesi ve aşağılaması çocuğun yalan başvurmasına neden olabilir.
  • Çocuklar kaygı duydukları, gerginlik, sıkıntı ve korku yaşadıkları durumlardan kaçmak için yalan söyleyebilirler.
  • Anne-babaya bağımlı olan çocuk anne-babanın ilgi ve sevgisini kaybetme korkusuyla yalana başvurabilir.
  • İsteklerini gerçekleştiremeyen çocuklar hayallerini gerçekmiş gibi sunarak yalana başvurabilirler.
  • Çocuk çekingenlikle de yalan söyleyebilir. Bu tip yalanını oluşumunda heyecana kapılma önemli rol oynar. 

Anne Babalara Öneriler

  • Anne-baba çocuğa baskıcı, otoriter bir tutumla yaklaşmamalı, çocuğu tehdit etmemelidir.
  • Yetişkinlerin çocuğa iyi bir model olması, çocuğa ve çocuğun önünde diğer insanlara da dürüst davranmaları, çocukları da yalanlarına katılmaya zorlamamaları önemlidir. Çocuğun çevresindeki kişiler ne kadar dürüst olursa ise çocukta o kadar dürüst olacaktır. Çocuklar hangi yaşta olursa olsun yaşına uygun bir dille doğruyu söylemek gerekir.
  • Anne-babalar çocuktan yapabileceğinin üzerinde davranışlar, başaramayacakları şeyler beklememelidir. Onların yetenekleri doğrultusunda isteklerde bulunun. Bunun için de çocuğunuzu tanımaya çalışın.
  • Çocukla konuşmak, iyi bir iletişim kurmak önemlidir. Çocukla hayalleri ve yaşantıları paylaşılmalıdır.
  • Çocuk hatalı bir davranış yaptığında bağırmak, kızmak yerine onunla bu davranışı hakkında konuşulmalıdır. Bu, çocuğun korkuyla yalana başvurmasını önler. Çocukların yaptıkları hatalara karşı anlayışlı olmaya çalışın. Hatalarının karşılığını hemen cezalandırma yoluna gitmeyin. Onu dinleyin ve açıklama yapmasına imkan tanıyın. Çocuğunuzun yaptığı hatalar karşısında, ona samimi olarak neler hissettiklerinizi anlatın. Anlamayacağını düşünmeyin. Aşırı tepki göstermek, çocuğun sizin öfkenizden korunmak için, yalan söylemeye devam etmesine yol açar
  • Çocuğa yeterli ilgi ve sevgi gösterilmelidir.
  • Anne-babalar çocuğu başka çocuklarla ya da kardeşleriyle kıyaslamamalıdır.
  • Çocuğun hayatının ilk dönemlerinde söylediği küçük yalanlar, hayaller hoş görülebilir, çok eleştirel olunmamalıdır.
  • Çocuk iyi olan davranışlarından dolayı takdir edilmelidir.
  • Çocuğunuz yalan söylediğinde ona bu söylediğinin yalan olduğunu anladığınızı hissettirmeniz önemlidir.
  • Anne-baba bir avcı gibi çocuğun yalanını yakalamaya çalışmamalıdır. Bu çocuğa güvenmediğinizi gösterir ve çocuk nasıl olsa güvenmiyor diye yalan söylemeye devam edebilir. • Çocuklarınızın ufak tefek yalanlarını “önemli değil” diyerek geçiştirmeyin. Yalan yalana itecektir. Bunu görmezlikten gelmeyin.
  • Çocuklarınız arasında, ayrım veya kıskançlığa neden olabilecek söz ve davranışlardan kaçının. Çocuklarınız kardeşleri veya arkadaşları ile kıyaslamayın.
  • Fazla baskıdan kaçınmalı ve koyduğumuz kurallarla çocuğun yaşamını fazla sınırlamamalıyız.
  • Çocuk istek, sıkıntı, kaygı ve endişelerini bizimle konuşabilmelidir.Çocuğu dinlemek ve çözüm yollarını kendisinin bulmasına yardımcı olmak gerekir.
  • Yalan söylemeyi önlemenin zor ve uzun bir yol olduğunu bilin. Ama tedavi edilebilir olduğunu da aklınızdan çıkarmayın. Bu konuda yeter ki kararlı ve istekli olun.
  • Çocuğunuzun ne zaman yalan söylediğine dikkat edin. Belki de küçük bir inceleme ile çocuğunuzun yalan söylemesinin önleyebilirsiniz.
  • Küçük çocuklarımız yalan söyledikleri zaman, bunun doğal olduğunu bilerek davranın. Çocuklarınıza gerçek ile hayal kavramlarını açıklamaya çalışın.
  • Yalan söyleyen çocuğun yardıma ihtiyacı olduğunu kavrayın.
  • Yalan söylediği için çocuğu suçlamamak gerekir.”Yalancı” etiketi yapıştırılmış olan bir çocuk, bu etiketin gereklerini yerine getirecektir, çünkü yaptığı işin kendini yansıttığına inanır. Bu davranışı onaylamasak bile, çocuğumuzun kişiliğini bu davranıştan ayrı tutmak gerekir.Salt kendisi olduğu için onu sevdiğinizi çocuğunuzun anlamasına yardımcı olun.

Anne-babaların çocuğun hangi yaşta karşılaştığı sorunların normal, kısa süreli ve geçici olduğunu tespit edebilmesi için bu konularda bilinçli ve bilgili olması gerekmektedir. Çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda çok okuyan bilinçli aileler bile bu tip sorunları fark etmekte güçlük çekmektedirler. Bu nedenle tüm anne-babaları insanın kişilik gelişiminde çok önemli olan 0-6 yaş döneminde, 6 ayda bir bile olsa, çocuklarının gelişimlerini kontrol ettirmek, anne-babanın farkına varamadığı bir sorun olup olmadığını öğrenmek ve ortaya çıkabilecek olası uyum ve davranış bozukluklarına karşı önlem almak için bir uzmanlara başvurmalarında ( Odak Psikoloji orarak  Kartal, Pendik ve Tuzla )  fayda olacaktır. Çocuğun kendine model aldığı anne- babanın kendilerinin yalan söylemesi veya bazı nedenlerle çocuğun söylediği yalanları pekiştirmesi kalıcı bir davranış bozukluğu oluşturur. Davranış bozukluklarını oluşturan sebeplerin büyük bir kısmı önceden alınan veya alınabilecek tedbirlerle önlenebilir. Diğer davranış bozukluklarında olduğu gibi; “gerçek” ve “gerçek olmayan” kavramlarının bilişsel olarak anlamlandırılamadığı çocukluğun ilk dönemlerinde yalanın temelleri atılır. Ancak 6–7 yaşlarından itibaren bilinçli yalan söyleme söz konusu olabilir.

Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri davranış bozukluklarının erken teşhisidir. Çünkü davranışlar tekrarlandıkça pekişebilir ve derinleşebilir. Bu da davranışların ortadan kaldırılmasını daha da zorlaştıracaktır. Ailelerin uyum ve davranış bozuklukları konusunda çok bilinçli ve dikkatli olmaları, böyle bir sorundan şüphelendiklerinde bir uzmana başvurmaktan çekinmemeleri gerekir. Anne-baba ve çocukla yapılan ayrı ayrı görüşmelerle sorunun sebeplerini tespit edebilir. Çocuğun yaş dönemine, sorunun çeşidine ve şiddetine göre aileye gerekli önerilerde bulunur ve gerek görürlerse çocukla belirli bir süre düzenli olarak görüşerek sorunun ortadan kalkması sağlanabilir. Uyum ve davranış bozukluklarının çözümünde ailelerin amacı uzmanların ( Odak Psikoloji orarak  Kartal, Pendik ve Tuzla )  amacıyla paralel olmalıdır; amaç, davranış bozukluğunu ortadan kaldırmak değil, bu bozukluğu ortaya çıkaran sebepleri ortadan kaldırmaya çalışmak olmalıdır.

Leave a Reply

Your email address will not be published.